arkadaşlık nedir sizce

radyoda gördük

radyo ve orda silinebilio buda hiç bişeyi bozmuo burda silsek mesaj sayısı azalır sonra da başlar dırdıra nerde bnm mesajlarm fln..

boswer radioyu orda mesajlar kayıt olmuyo ama gerçekten siz radio da çok şımarmıştınız

dimi bana da diolar ki s.kiyim senin vipliğine

amma kfr edionuz hee çıkçak o kfrler bi gün biyerinizden

neremizden

bilmem çıkınca görürüz hadi nwm son 13 msjım kaldı 400 e

bise yazmicam sana yetisene kadar sendee flood yapamican nihahaohaohoaohahaha ben kaçar byby

ama bişi sorcam sen yorum yapmayınca mesaj sayın nasıl artıcakta bana ulaşçan

“ Arkadaşlığın tarihsel köküne baktığımızda şöyle bir yaklaşım sergilenir. Savaşlarda insanlar arkadan gelebilecek herhangi bir tehdit ve tehlikeye karşı arkalarını sağlam bir kayaya veya dağa dayarlarmış. İşte arkalarını dayadıkları bu taşa arka taş, diyorlarmış. A Yani güvenebileceğin, arkanı rahatlık...”
İşte gördüğünüz hikayedeki gibi arkadaşlık bu hikayede ortaya çıkmıştır.

An-T-Rap demiş ki:

diosun taşınmasın taşınmamak sanki çocuğun elinde hem nerden biliosun msn i yoksa telefonu yoksa bunlar varsayım diil olan şeyler sana ince düşünmüyosun demekle bunu kastettim

telefonu yoksa derken sende mi oyksa onun mu yoksa? onun yoksa diye düşünüyorsan sana oha derim en kötüsünden telefon bile iş görür ara arkadaşını hal hatır sor zaten niye telefonunu almıyorsun? böyle durumları sen kanka sanabilirsin ama normalde arkadaşlıktır sen böyle durumlara kankalık demişsen zaten kankalık yaşamamışsındır..

Ayrıca o senin başından geçen bir olaysa veya bir başkasının bunun benim veya her hangi birinin üzerinde aynı tepkiyi vericeğinide kanıtlayamazsın!

mert biliyo tugay die bi kankam vardı süper bi çocuktu kankaydık 1.5 senen beraber okuduk ama biz taşındık noldu baq aradan kaç senen geçti biz onla bi daha hiç görüşemedik al sana en kolayından bi örnek ama bnm bi kankam vardı hala var adı mehmet onlada 1.5 sene okuduk sonra biz taşındık ama msn sayesinde hala haberleşiyoz ama şimdi bi tane daha var ama ben artık kankalığa inanmıyorum sadece hayatının belli dönemlerin yanında olan samimi arkadaşlıklara inanıyorum

oda güsel

post kasma len ne biçim adminsin şaka tabi

ben o manada sölemedim ki

kankalıa verdiin yeni ad güsel yane...

hee ok tmm o zmn

ayrilmion dimi forumdan !!!???

yok hayır

ARKADAŞLIK :Arkadaşlık Nedir?




Arkadaşlığın tarihsel köküne baktığımızda şöyle bir yaklaşım sergilenir. Savaşlarda insanlar arkadan gelebilecek herhangi bir tehdit ve tehlikeye karşı arkalarını sağlam bir kayaya veya dağa dayarlarmış. İşte arkalarını dayadıkları bu taşa arka taş, diyorlarmış. Arkadaşlıkta buradan ortaya çıkmıştır. Yani güvenebileceğin, arkanı rahatlıkla dönebileceğin, gözün arkada kalmayacak sağlam bir duvardır.

İnsanlar sosyal bir varlık olarak yalnız yaşayamaz. Sürekli olarak etkileşim içinde olacak birilerine ihtiyaç duyar. İşte bu noktada arkadaşlık insanlık için büyük bir sığınaktır. Arkadaşlık nedir sorusu her insanın sahip olduğu kültür, inanç ve yaşadığı duygusal atmosfere göre farklılık arz eder.

İhanete uğrayan birisi için arkadaşlık, sadakattir. Sorunlarının ağırlığı karşısında yalnız bırakılan için, paylaşımdır. Yanlışları gözardı edilerek sürekli pohpohlanan için, yellehçiliktir/yağcılıktır. Sıkıntısının anlaşılmadığına kanaat getiren için empati kurabilmektir. Aranmayan ve sorulmayan birisi için farkında olunmaktır. Bu tanımları çoğaltmamız mümkündür. Bunların hepsinde ortak nokta yanında olmasıdır. Yani arkadaş her zaman yanında olabilendir. Bununla ilgili çok güzel bir yaşam hikâyesi anlatılır;

Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü görür. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu.

— Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?

"Delirdin mi? der gibi baktı teğmen.

— Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma Asker ısrar etti. Teğmen:

— Peki... Git o zaman...

İnanılması güç bir mucize... Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti. Sonra onu sipere taşıyan askere döndü:

— Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bak haklı çıktım. Bu zaten ölmüş dedi teğmen.

"Değdi teğmenim" dedi asker.

- Nasıl değdi?" dedi teğmen.

- Bu adam ölmüş görmüyor musun?

- Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak dünyaya bedeldi benim için. Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı teğmene:

- "Geleceğini biliyordum !" demişti arkadaşı... "Geleceğini biliyordum !"

İşte arkadaşlık ölümüne sevmek ve yanında olabilmektir. İnancını yanlış çıkartmamaktır. Bunun yanı sıra arkadaş şemsiye olmalıdır. Yani kötülüklere, olumsuzluklara karşı bizi koruyan ve zararlı alışkanlıkları engelleyen bir şemsiye olmalıdır. Arkadaş, kötü ve zararlı davranışlarda, alışkanlıklarda paylaşım demek değildir. Şayet bizi pozitif düşüncelerden negatif duygulara sürüklüyorsa birisi o bizim arkadaşımız olamaz. Akrepleşmiş insanlar mutlaka zehirini akıtacaktır. O halde akrep arkadaşlardan kaçınmak gerekir. Akrep ve fare arkadaşlık insanı kötülüğe doğru sinsice sürükleyen iki kötü yoldaştır. Çünkü akrep zehirlidir, fare de sinsidir. Nasıl ki fare bir yeri kemirirken orayı uyuşturarak, farkında olmamızı engelliyorsa, fare arkadaşta bizi kötülüğe farkında olmadan yavaş yavaş sürükler.

“İhanet arkadaşlık zincirini karartır, fakat vefa onu her zamankinden parlak yapar.” (Kızılderili atasözü) Arkadaşlık ihanete kör, vefaya uyanık olmaktır. Hatırlamadığınız ve hatırlanmadığınız arkadaşlıklar sadece zaman ve şartlarla sınırlı günübirlik birlikteliklerden farksızdır. Çünkü o zaman vefa ölmüş, arkadaşlık bitmiştir. Arkadaş, sadece işimiz düştüğünde aradığımız birisi olursa, pragmatist bir mantığın sahibi olduğumuzu unutmayalım. Çünkü arkadaş sadece iş görücü değildir. İş görendir ama sadece işimiz düştüğünde hatırladığımız olmamalıdır. Vefa, duygularda sadakat ve sevgide devamlılıktır. İşte arkadaşlık, duygularda sadakat, sevgide içtenlik ve bağlılıkta daim olmaktır.

araştırmana gerek yoktu bea herkes kendi yorumunu yazıodu

vikipediden kopyalayıp yapıştırdınmı

böyük ihitimal

An-T-Rap demiş ki:

mert biliyo tugay die bi kankam vardı süper bi çocuktu kankaydık 1.5 senen beraber okuduk ama biz taşındık noldu baq aradan kaç senen geçti biz onla bi daha hiç görüşemedik al sana en kolayından bi örnek ama bnm bi kankam vardı hala var adı mehmet onlada 1.5 sene okuduk sonra biz taşındık ama msn sayesinde hala haberleşiyoz ama şimdi bi tane daha var ama ben artık kankalığa inanmıyorum sadece hayatının belli dönemlerin yanında olan samimi arkadaşlıklara inanıyorum

neyse artık bende 1 veya 2 den fazla uzun sürei kankalığın olduğuna inanmamaya başldım ama bence en azından uzun süreli 1 kankan vasrdır benim 8. senemde bir kankam var şu an mesela xD

birde bora süpersin de yorum konusu bu

borabora09 demiş ki:

ARKADAŞLIK :Arkadaşlık Nedir?




Arkadaşlığın tarihsel köküne baktığımızda şöyle bir yaklaşım sergilenir. Savaşlarda insanlar arkadan gelebilecek herhangi bir tehdit ve tehlikeye karşı arkalarını sağlam bir kayaya veya dağa dayarlarmış. İşte arkalarını dayadıkları bu taşa arka taş, diyorlarmış. Arkadaşlıkta buradan ortaya çıkmıştır. Yani güvenebileceğin, arkanı rahatlıkla dönebileceğin, gözün arkada kalmayacak sağlam bir duvardır.

İnsanlar sosyal bir varlık olarak yalnız yaşayamaz. Sürekli olarak etkileşim içinde olacak birilerine ihtiyaç duyar. İşte bu noktada arkadaşlık insanlık için büyük bir sığınaktır. Arkadaşlık nedir sorusu her insanın sahip olduğu kültür, inanç ve yaşadığı duygusal atmosfere göre farklılık arz eder.

İhanete uğrayan birisi için arkadaşlık, sadakattir. Sorunlarının ağırlığı karşısında yalnız bırakılan için, paylaşımdır. Yanlışları gözardı edilerek sürekli pohpohlanan için, yellehçiliktir/yağcılıktır. Sıkıntısının anlaşılmadığına kanaat getiren için empati kurabilmektir. Aranmayan ve sorulmayan birisi için farkında olunmaktır. Bu tanımları çoğaltmamız mümkündür. Bunların hepsinde ortak nokta yanında olmasıdır. Yani arkadaş her zaman yanında olabilendir. Bununla ilgili çok güzel bir yaşam hikâyesi anlatılır;

Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü görür. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu.

— Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?

"Delirdin mi? der gibi baktı teğmen.

— Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma Asker ısrar etti. Teğmen:

— Peki... Git o zaman...

İnanılması güç bir mucize... Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti. Sonra onu sipere taşıyan askere döndü:

— Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bak haklı çıktım. Bu zaten ölmüş dedi teğmen.

"Değdi teğmenim" dedi asker.

- Nasıl değdi?" dedi teğmen.

- Bu adam ölmüş görmüyor musun?

- Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak dünyaya bedeldi benim için. Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı teğmene:

- "Geleceğini biliyordum !" demişti arkadaşı... "Geleceğini biliyordum !"

İşte arkadaşlık ölümüne sevmek ve yanında olabilmektir. İnancını yanlış çıkartmamaktır. Bunun yanı sıra arkadaş şemsiye olmalıdır. Yani kötülüklere, olumsuzluklara karşı bizi koruyan ve zararlı alışkanlıkları engelleyen bir şemsiye olmalıdır. Arkadaş, kötü ve zararlı davranışlarda, alışkanlıklarda paylaşım demek değildir. Şayet bizi pozitif düşüncelerden negatif duygulara sürüklüyorsa birisi o bizim arkadaşımız olamaz. Akrepleşmiş insanlar mutlaka zehirini akıtacaktır. O halde akrep arkadaşlardan kaçınmak gerekir. Akrep ve fare arkadaşlık insanı kötülüğe doğru sinsice sürükleyen iki kötü yoldaştır. Çünkü akrep zehirlidir, fare de sinsidir. Nasıl ki fare bir yeri kemirirken orayı uyuşturarak, farkında olmamızı engelliyorsa, fare arkadaşta bizi kötülüğe farkında olmadan yavaş yavaş sürükler.

“İhanet arkadaşlık zincirini karartır, fakat vefa onu her zamankinden parlak yapar.” (Kızılderili atasözü) Arkadaşlık ihanete kör, vefaya uyanık olmaktır. Hatırlamadığınız ve hatırlanmadığınız arkadaşlıklar sadece zaman ve şartlarla sınırlı günübirlik birlikteliklerden farksızdır. Çünkü o zaman vefa ölmüş, arkadaşlık bitmiştir. Arkadaş, sadece işimiz düştüğünde aradığımız birisi olursa, pragmatist bir mantığın sahibi olduğumuzu unutmayalım. Çünkü arkadaş sadece iş görücü değildir. İş görendir ama sadece işimiz düştüğünde hatırladığımız olmamalıdır. Vefa, duygularda sadakat ve sevgide devamlılıktır. İşte arkadaşlık, duygularda sadakat, sevgide içtenlik ve bağlılıkta daim olmaktır.

Emeğe saygıda kopyala yapıştırmışsın ve çok abartmışsın

Asker hikayesi çok güzel ama...